Gezici Festival, ABD Ankara Büyükelçiliği’nin katkılarıyla sinemada etkisini göstermeye başlayan yapay zeka üzerine özel bir programı ve Yeni Hollywood akımından unutulmaz klasikleri izleyicilerle buluşturmaya hazırlanıyor.
Ankara’da 1-3 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek program kapsamında yapay zekanın sanatsal üretimlerdeki rolü, film gösterimleri ve paneller ile tartışmaya açılacak, ayrıca geçmişte Hollywood sinemasında taşları yerinden oynatan unutulmaz klasikler yıllar sonra bir kez daha beyaz perdede olacak.
Kült Kavaklıdere’de İstanbul Sinematek/Sinema Evi işbirliği ile gösterilecek Yeni Hollywood seçkisi için biletler 50TL ücretle biletinial üzerinden satışa sunulurken, yapay zeka bölümünün tüm etkinlikleri ücretsiz gerçekleşecek.
‘SANATSAL ÜRETİMDE YENİ YÖNELİMLER’ PANELİ
Yapay zeka ile üretilen kısa filmlerden Alkan Avcıoğlu ve Viki Bardot’nun küratörlüğü ile oluşturulan bir seçki, 2 Kasım Cumartesi günü saat 13.00’de Kült Kavaklıdere’de gösterilecek. Programda, sanatı ve üretim süreçlerini kökten değiştirme gücüne sahip olan, hikaye anlatımının sınırlarını yeniden tanımlamak ve genişletmek için büyük bir potansiyel barındıran yapay zeka ile sinemayı birleştiren alanın önde gelen isimlerine ait 15 kısa film yer alıyor.
Yapay zekanın sinemaya getireceği yeni dilin ve özgür ifade alanının ilk örnekleri olan filmler için detaylı programa buradan ulaşılabilir.
Filmlerin gösterimi sonrasında ise İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof Dr. Şebnem Yalınay Çinici moderatörlüğünde, hesaplamalı tasarımı bir kültürel pratik olarak ele alan bilim insanı Doç. Dr. Kyle Steinfeld ve hesaplamalı tasarımın önde gelen isimlerinden, aynı zamanda panelin içerik küratörü olan araştırmacı Dr. Onur Yüce Gün’ün konuşmacı olacağı “Sanatsal Üretimde Yeni Yönelimler” paneli düzenlenecek. Bu panel ile görsel sanatlar ve tasarımda yapay zekanın rolüne odaklanılarak, üretici yapay zeka sistemlerinin iç işleyişi ve bu dönüşüm bağlamında uygulama alanlarının aydınlatılması amaçlanıyor. Panelde, yapay zekanın sanatsal üretime sunabileceği katkıların ne olabileceği, içerik ve görsel yaratım alanında yaratacağı fırsatlar gibi tartışılmaya başlanan konuların yanı sıra, hak sahipliği ve özgünlük gibi henüz netleşmemiş konulara da değinilecek.
‘YENİ HOLLYWOOD SEÇKİSİ’
Amerikan sinema tarihinde 1960’ların ortasından 1980’lerin başına kadar süren bir dönemde, Hollywood sineması bugün usta olarak anılan, o zamanın yeni kuşak sinemacıları ile farklı bir dil oluşturdu. Filmler stüdyolardan çıkarak, insan yaşamını gerçeğe yakın olarak beyaz perdeye yansıtmaya başladı. Sanatsal hayal gücünü ve özgürlüğü temsil eden “Yeni Hollywood” sinemasından altı film İstanbul Sinematek/Sinema Evi işbirliği ile 1-3 Kasım tarihlerinde Ankara’da beyaz perdede olacak.
Sydney Pollack’ın Amerika’daki büyük depresyon dönemini anlattığı “Atları da Vururlar” (They Shoot Horses Don’t They?) gösterime girdiğinde büyük övgü alan, dokuz dalda Oscar’a aday gösterilen bir dönem filmi. Jane Fonda, Michael Sarrazin ve Bruce Dern’i başrollerde buluşturan film, insanların bencilliğini, çaresizliğini ve başarı için çabalamalarını anlatırken, aynı zamanda başka insanların kendilerinden daha mutsuz ve kötü durumda olduğunu hissetme ihtiyacını gözler önüne seriyor. Büyük Bunalım üzerine çekilmiş en iyi dramlardan biri kabul edilen “Atları da Vururlar”, 1 Kasım Cuma günü saat 17.00’de yıllar sonra bir kez daha beyaz perdede olacak.
Mike Nichols’ın altı dalda Oscar’a aday gösterilen ve En İyi Yönetmen Oscar’ını kazanan filmi “Mezun” (The Graduate), 1 Kasım Cuma günü saat 20.00’de izleyiciyle buluşacak. Üniversiteden yeni mezun Benjamin’in yetişkinliğe geçişte yaşadığı zorlukları ve kendini keşfetme hikayesini anlatan film, sinemaya da bir usta aktör kazandırdı. Zamanında Türkiye’de sinemalarda “Aşk Mevsimi” adıyla gösterilen 1960’lı yılların iz bırakan klasiği “Mezun”, büyük bir başarı kazanıp Dustin Hoffman’ın ünlü bir yıldız olmasını sağladı.
Yeni Hollywood seçkisi kapsamında Arthur Penn klasiği “Kaçaklar” (The Chase), 2 Kasım Cumartesi günü saat 17.00’de gösterilecek. Film, hapisten kaçan bir adamın sığınmak ve adalet aramak için eskiden yaşadığı kasabaya geri döneceği haberinin ardından kasabada ortaya çıkan önyargıları, nefret, yozlaşma, azgınlık ve ırkçılık duygularını anlatıyor. Marlon Brando, Robert Redford, Jane Fonda ve E.G. Marshall’ın başrollerde yer aldığı “Kaçaklar”, yapımından sonraki on yıl içinde Hollywood sinemasında ortaya çıkacak gelişmeleri önceden haber veren önemli bir film olarak sinema tarihine geçti.
Sinema tarihinin en önemli ve aynı zamanda en tartışmalı filmlerinden biri olarak kabul edilen, Martin Scorsese’nin 1976 yapımı psikolojik gerilim filmi “Taksi Şoförü” (Taxi Driver), 2 Kasım Cumartesi günü saat 20.00’de izleyiciyle buluşacak. Altın Palmiye başta olmak üzere birçok ödül alan, dört dalda Oscar’a aday gösterilen film, ahlaken çöküntüye uğramış New York’ta geceleri taksi şoförü olarak çalışan Vietnam gazisi Travis Bickle’ı merkezine alıyor ve yalnız bir insanın nasıl paranoyaya ve şiddete sürüklendiğini anlatıyor.
1970’li yılların başında altın çağını yaşayan Amerikan sinemasının az tanınan başyapıtlarından Jerry Schatzberg imzalı “Korkuluk” (Scarecrow), 3 Kasım Pazar günü saat 17.00’de gösterilecek. Film, California’da tanışıp arkadaş olan ve farklı planlarının peşinde, birlikte Amerika taşrasını boydan boya geçecekleri bir yolculuğa çıkan iki adamın trajik öyküsünü anlatıyor. Başrollerde yer alan Gene Hackman ve Al Pacino’nun meslek hayatlarındaki en iyi performanslarından birini gösterdikleri film, 1973 yılında Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ve Japonya’da En İyi Yabancı Film dalında prestijli Kinema Junpo Ödülü’nü kazandı.
Yeni Hollywood sinemasının mihenk taşlarından Dennis Hopper’ın hem yönettiği hem de başrolünde yer aldığı, Peter Fonda’nın senaryosunu yazdığı “Özgürlüğün Bedeli” (Easy Rider), uyuşturucu satışından elde ettikleri parayı harcamak için ABD’de bir yolculuğa çıkan Wyatt ve Billy adlı iki hippinin öyküsünü anlatıyor. Motosikletlerin atların yerini aldığı çağdaş bir western olarak tanımlanabilecek bu yol filmi, gişede büyük bir başarı kazandı, ayrıca Cannes Film Festivali’nde büyük ödül Altın Palmiye’ye layık görüldü. Jack Nicholson’ın parlak kariyerinin başlangıcı olan ve oyuncuya bir Oscar adaylığı getiren, Time dergisi tarafından ‘Son on yılın en önemli on filminden biri’ olarak tanımlanan film, 3 Kasım Pazar günü saat 20.00’de gösterilecek.
“Yeni Hollywood” seçkisi İstanbullu sinemaseverler için 15 filmlik bir özel programla 27 Ekim’den itibaren Sinematek/Sinema Evi’nde gösterilecek. 31 Ocak 2025’te sona erecek gösterimlere dair detaylı bilgiye buradan ulaşılabilir.
(BÜLTEN)